Mevsim geçişlerindendir, geçer demeyin, depresyona sürüklüyor

0









Uzman psikolog Tuğçe Alemdar, mevsim geçişlerinin insan psikolojisi ve fizyolojisi üzerindeki olumsuz etkilerinin iki haftadan uzun sürmesi halinde depresyona neden olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Özellikle sonbahar aylarında iklimin soğuması ve güneş ışığının azalması, yaşamda farklılık yaratıyor. hormon üretimi. Bu farklılıklar kadınları daha çok etkiliyor” dedi.

Uzman psikolog Tuğçe Alemdar, sosyal bir canlı olan insanı hem fiziksel hem de psikolojik açıdan en çok etkileyen faktörlerin başında mevsim geçişlerinin geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Yaz aylarında mutluluk dediğimiz serotonin hormonunun artması, gözlenir. Serotonin hormonu kendimizi daha enerjik hissetmemizi sağlar. Daha erken kalkıyoruz, güne daha güçlü başlıyoruz. Bu geçiş mevsimlerinde sirkadiyen ritimde bir bozulma (Dünyanın kendi ekseni etrafında yaklaşık 24 saat süren dönüşünün yarattığı biyokimyasal, fizyolojik ve davranışsal ritimlerin canlılarda tekrarlanması) meydana gelir. Uyku düzenimiz değişiyor. Serotonin yerine melatonin salgısını artırır. “Melatonin karanlıkta artan ve uykuya neden olan bir hormondur” dedi.

Depresyona neden olur

Uzman psikolog Tuğçe Alemdar, sonbaharla birlikte melatonin hormonunun arttığını belirterek, bu hormonun insanlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerini şöyle sıraladı:

“Sabahları uyanamama, sinirlilik, huzursuzluk, sürekli uyku hali, halsizlik, saldırganlık, iştahsızlık, üzüntü, iş stresinden kaynaklanan depresyon, kaygı ve umutsuzluk gibi belirtiler bu belirtiye eşlik ediyor. Bunları gördüklerinde genelde “mevsim değişikliği, geçer” şeklinde tepki verirler ama bunu söyleyerek hafife almak tehlikelidir. Çünkü iki haftadan fazla sürede depresyona dönüşebilir. “Bu belirtiler iki haftadan fazla sürerse mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.”

“Kadınlarda daha sık görülüyor, erkeklerde daha şiddetli oluyor.

Mevsim geçişlerinin kadınları daha çok etkilemesinin nedenlerini anlatan Alemdar, şöyle konuştu: “Kadınlar yapısal olarak daha hassas, daha empatik ve dışa dönük oldukları için daha fazla etkileniyorlar. Depresyon öyküsü olan veya genetik olarak depresyona yatkın olan kişilerde de oldukça yaygındır. Mükemmeliyetçi yapıya sahip, esnek olmayan ve alerjik rahatsızlıkları olan kişilerde de görülür. Alerjik durumların depresyonla bağlantılı olduğu bulunmuştur. Sosyal iletişime kapalı, içe dönük kişilik yapısına sahip kişilerde de oldukça yaygındır. “Aslında kadınlar daha çok etkilense de erkeklerde semptomlar daha şiddetli” dedi.

“Etkiyi en aza indirmek için kendinize zaman ayırın”

Mevsim geçişlerinin olumsuz etkilerinden korunmak için kişinin uyku ritimlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Alemdar, şöyle konuştu: “Uyku saati ile uyanma saati aynı olmalı. Yatmadan bir saat önce sıvı tüketilmemeli, yatmadan üç saat önce de yiyecek tüketilmemelidir. Kahvaltı şarttır. Çünkü vücuttaki şekeri düzenler ve duygusal dalgalanmalara etki eder. Kişi gün içerisinde hareket halinde olmalıdır. Sürekli oturduğumuz bir işimiz varsa kalkıp yürüyüş yapmak zorundayız. Kendimize zaman bulmamız lazım. Yaz aylarında yoğun bir döneme geçiş yaptığınızda stres yükünüz de artıyor. Bu nedenle kişinin kendine zaman ayırması, kendisini rahat ettirecek, stresten uzaklaştıracak aktiviteler yapması gerekir. Unutkanlıkları artacağı için hafızaya yatkın kitap okumak gibi eylemler gerçekleştirilmelidir. “En önemlisi psikoterapi desteğine ihtiyaç duyulmasıdır” dedi.


Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Antalya Haber
Antalya Haber